Nemrut Jeoparkı, sıcak ve soğuk gölleri, buz mağarası, buhar bacası, lav kalıntıları, bitki örtüsü, biyoçeşitliliği, jeomorfolojik ve jeolojik özellikleriyle öne çıkıyor. Bölge, Avrupalı Seçkin Destinasyonlar Projesi kapsamında “Mükemmeliyet Ödülü” aldı.
Nemrut Jeoparkı’nın UNESCO Küresel Jeopark Ağı’na dahil edilmesi için, Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Nemrut Jeoparkı Koordinatörlüğü Bilim Kurulu tarafından çalışmalar yürütülüyor. Bilim kurulu, bölgede 50 jeosit alanı belirledi.
BEÜ Rektörü ve Nemrut Jeoparkı Koordinatörlüğü Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, jeositlerin, doğal ve kültürel miras öğelerini yansıttığını belirterek, “Jeopark sadece Nemrut Kalderası ve Nemrut volkanı değil çevredeki tarihi yapıları da içine alıyor. El-Aman Hanı, jeoparkın merkezinde yer alıyor. Van Gölü, Ahlat’taki tarihi mekanlar, Adilcevaz’da Arin Gölü jeositlerimiz arasında bulunuyor” dedi.
Elmastaş, özellikle Nemrut volkanı üzerindeki jeositler üzerinde durarak, “Doğal ortam anlamında lav kalıntıları, buhar bacaları ve göller doğrudan dikkati çeken fiziki jeositlerimiz. Güroymak’taki Budaklı Kaplıcası ve tandır yapımının da jeositler arasında yer almasını sağladık. Burada endemik türler var. Hem çok değerli bitkiler hem de bazı kelebek türleri ye alıyor. Bunlar da jeositler içinde bulunuyor” diye konuştu.
Bitlis Vali Yardımcısı İzzet Cem Eser ise, UNESCO’nun jeopark alanının tüzel kişilik kazanması ve çalışmaların yürütülmesi için şirket kurulmasını istediğini dile getirerek, “İl Özel İdaresi bünyesinde kurduğumuz Nemrut Jeopark AŞ aracılığıyla bölgenin tanıtımına yönelik çalışma yürütüyoruz” dedi.
Eser, jeoparkın UNESCO tarafından tescillendikten sonra hem yurt içi hem de yurt dışından çok sayıda ziyaretçiyi çekeceğini belirterek, “Turizm açısından da kentimize müthiş faydalar sağlayacağı kanaatindeyiz” diye konuştu. (AA)
